Pazar

Olur bazen öyle şeyler

Saniyede senaryoyu yazmıştım. Arka sokaktaki karakola bomba atmışlardı. İnsanlar evlerinden çıkıp olay mahaline doğru koşuyorlardı. Ulan dedim, bok var koşun hemen. Baktım olacak gibi değil, koşan insanların yüzlerini teker teker seçebilmeye başladım ve yarısından çoğu tanıdığım insanlar, açtım hemen gözlerimi. Birkaç saniye daha devam etti görüntüler, sonra giderek silikleşerek kayboldular. Tam olarak uyandığımda da gök gürültüsünü yine bomba sandığımı anladım. Bir kere daha olmuştu bu. Yine görmüştüm. Savaş uçakları vardı ama o zaman. Oluyor bazen öyle şeyler.

Ses deyince aklıma geldi. Sahi, kediye nolmuştu? Hiç sesi çıkmıyordu, ki şimdiye miyavlamaya başlaması gerekiyordu. Gözlerimi kapattım. Balkona doğru yürümeye başladım. Yürürken sürekli karşılaşacağım ölü hayvanı düşünüyordum. Balkonun kapısını açtım. Yerde, kutunun yanında siyah minicik bir şey aradım. Malesef gördüm. Yüzümü buruşturup gözlerimi kapatacakken gözlerimi açtım.

Ortaokuldan beri yatağımın tam karşısındaki duvarda asılı duran ve çıkartınca bir eksiklik hissedeceğim için on senedir çıkartamadığım posterdeki adama baktım. Tamam, hala ordaydı. Birileri vardı ya şimdilik, sevip sevmediğimin önemi yoktu. Hele ki şu saatten sonra. Olurmuş bazen öyle şeyler.

Yaz-kış farketmeden asla daha ince bir şeyle değiştirmediğim yorganı üzerimden attım. Sağa dönüp burnumu duvara yapıştırdım. Bir şey vardı düşünmem gereken de aklıma gelmedi bir türlü. Çalışmadı beynim. Bulamadım ne olduğunu da üzüntüsü vardı. Olurdu bazen öyle şeyler. Uyuyunca geçerdi. Kapadım gözlerimi. Doktor sol göğsümü deliyordu. Narkoz vermeyi unutmuşlar. Uyursan ölürsün dedi, açtım gözlerimi. Bir kere daha olmuştu bu. Olurdu bazen öyle şeyler.

İyi dedim madem, sen canlı canlı göğsümü oyuyorsun ibne de, ben gene sözünü dinleyeyim. Kalktım kediye baktım, uyuyordu. O sırada aklıma geldi düşünmem gereken şey. Döndüm odama. Çıkıp sandalyeye söktüm posteri. Onca sene tabii, duvarın boyası da geldi posterle birlikte. Siktir et dedim, kapamıyorum da üstünü, kalsın öyle mınakoyim. Ne çok küfür ediyorum diye sinirlendim. Halbuse severdim. Kapı çaldı, Abuzer amcadır dedim, bakmadım. Devirdim kıçımı yattım.

2 yorum:

kezban paris'te dedi ki...

yok mu artık o adam? oha! nasıl kıydın lan ona? e sıra test kitaparlarını atmana gelmiş o zaman.

POSTACI dedi ki...

Dur lan yavaş yavaş. Hemen yapamam. Odamın yarısından çoğunu onlar oluşturuyor. Düşünsene ortaya çıkacak boşluğu. Evet, bi çalışma masasının tamamı.
Hem laf edeceğine iki el at da birlikte toparlayalım