Pazar

Ben hiç sims oynamadım

Mehmet'in hava yolu şirketi var, uçak alıyor. Benzinin ucuzlamasını gözetiyor. Diyorum ki, sonra ne oluyor? " Uçuruyorum işte uçakları, para kazanıyorum." diyor.

Dilşad koşa koşa eve gidemediyse telefonuna davranıp, mamüllerimiz çürüyecek benim yerime topla onları Emrah diyor. Diyorum ki, sonra ne oluyor? "Topluyorsun işte, çiftlik falan kuruyorsun." diyor.
Biri uçur diyor. Uçak hoop gidip geri dönüyor. Öyle de olmuyor. Gitti geldi yazıyor ekranda sadece. E nerde bunun atraksiyonu? Öyle oyun mu olur? Diğerinde de bir tane kız var, çileklere tıkladıkça topluyor güya. Bunu hiç anlamıyorum zaten.
Ben Çağıl'ın dinazorpark oyununu da anlamıyordum gerçi. Ben de oynamasın diye saklamıştım hoho.
Ne bileyim, oyun dediğin bir tane rakip vardır ya da düşman. Canavar falan öldürürsün. Ölmemeye çalışırsın. İşte gol atarsın, diğer arabaları geçersin. Böyle şeyler yani. Öyle oyun moyun çok anlamam da, bunlar çok acayip be.
Evet, bunun üzerine düşünülecek.

8 yorum:

dikkatsiz okur dedi ki...

seninki yine iyi be yavrum benim neyi oyna-ya-madığımı biliyosun :)

POSTACI dedi ki...

ahaha
o da amaçlı bir oyun bak. "amaçlı" doğru kelime değil.

cevriyanım dedi ki...

oyun konusundaki hassasiyetim çok üst seviyede. herhangi bir oyunu oynarken kendimden geçip, bağırmaya küfretmeye başlıyorum doktor bey. en son farmville'de, yeni aldığım traktörümle enginarlarımı toplarken "yine mi şu salak oyunu oynuyosun" diyerek elimden bilgisayarımı almaya çalışan sevgilime şiddet uyguladım. anlayacağınız, pek iyi durumda değilim, sizce ne yapmalıyım?

kezban paris'te dedi ki...

o zaman bana kuzu sikerken neyi amaçladığını anlat. yada yiğitle sözleşip eminönü'nde buluşma ve bilmem ne sıçanları yakalamaya çalışmanızdaki amacı anlat. sabahlara kadar istanbul kıyamet vakti diyorum.

yani diyorum ki saçmalama lan. saçma sapan bir yazı olmuş eline sağlık. içimde bir yerlere dokunuyor.

POSTACI dedi ki...

Sevgili Filiz,
durumun araba yarışı oynarken her seferinde direksiyonu kırdığı yöne doğru yatan, süper mario ile birlikte oturduğu yerde poposunun üstünde hoplayıp zıplayan annemden farksız. Daha fazla oynayarak bu durumu atlatabileceğini düşünüyorum. Sevgiline de yazık olmuş. Oyun oynamadan önce gönlünü al çucuğun. Haklı ne de olsa. =)

POSTACI dedi ki...

İçinin bir yerlerini yidiğim,
Bak, ne demişim: oyun dediğin bir tane rakip vardır ya da düşman, canavar öldürürsün, ölmemeye çalışırsın bıkbık... Bana göre oyunu açıklamışım işte orda. Okumuyor musun ulan? Sabahlara kadar istanbul kıyamet vakti de, canavarlar, görevler bitmiyordu ki. Bak bunda canavar var mesela.
Kuzu sikerken de çobandan ve köpeğinden kaçıyordum. Bu da "ölmemeye çalışırsın" kategorisine giriyor.

kezban paris'te dedi ki...

bence tamamen saçmalıyorsun. bunu seninle bir ara konuşalım. şimdi karnım ağrıyor.

POSTACI dedi ki...

Oynamak için tek bi sebep gösterebilirsin, ondan başkasını kabul etmem.
Şakacıktan paranın oluşundan duyulan zevki de ben anlayamıyorum. Bi tek şey var, ona "belllki" diyebilirim. Ama yine de saçma hoho