Perşembe

Kıssam'dan hisseler

Sevgili Eugenius,

Sana bu ismi verdim çünkü lokmaların bittiğinde yerine geçeceğin şeyin soylu ve iyi bir aileden gelmiş olduğunu düşünmek -daha doğrusu inanmak- istiyorum. Bütün bunların altında talihsiz bir nüktedanlığın yattığını anlamışsındır sanıyorum. Ama YUT ARTIK Eugenius! Bir fare gibi kemirmeyi bırak; çiğne ve yut!

Afedersin...
Kalbim biraz hassas da. Zaman geçtikçe, canımın acımasına daha da katlanamaz hale geliyorum. Ama endişelenme! Sonuçta ikimiz de bu sorundan kurtulma talihine mazhar olduk. Bunu düşünerek biraz daha sabredebilirim.
Ve yemeyi bitirdiğinde... Ve yerine geçtiğinde...
Sahi, ne olacak?
Bir diğeri de seni yiyene ve senin yerine geçene kadar bekleyip göreceğiz. Ama düşünmeyi kesmiyorum, ki başını alıp dört nala giden bu düşünceler seni teşvik etsin; onlar kadar (bir şey) olabilesin.
Sonrasını bilmiyorum. Şimdilik, başına benzer şeyler gelmişlerden oluşturduğum heyete bıraktım tüm işi.
Çiğne Eugenius! ÇİĞNE VE YUT.

Çarşamba

Me to manique cho banne, bir İtalyan markası

Bak senin sevdiğin havalar da geldi. İki haftaya özlersin ama güneşi. Biraz güneşi. (Bir Osmanlı markası)

Olmuyorsa, olmayınca olmuyorsa... (meeh)
Ne diyor? BOŞZAMAN BEYGİRLERİ TARTIŞILAMAZ. "De gustibus non est disputandum." Kabul. Tartışmıyorum. (Konumuz o değildi ki.)
Konumuz neydi? ("uz"laşamamak.)
Konum, yalnız yaşamak. Biraz yalnız. Konum? (Lokasyon, bir Fransız markası.)
Konum: 1. e4 e5 2. Vh5 Ac6 3. Fc4 Af6 4. Vxf7 ve mat




(Ama çobana kimse inanmamış. Çünkü çoban...)

Lorem ipsum

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum.

Çok istedim bir şey yazayım ama aklıma hiçbir şey gelmedi.

Cuma

Knock knock knocking on

Sabahın köründe kalkabildiğim tek günde de, evde kilitli kalmam... "Korumuyorsun anneciğim, zarar veriyorsun." geyiğini yapabilirim şimdi. Ne bileyim hiç olmadı sor anahtarım var mı?

Dersten çekilme süreleri bitmeden bi halledeyim bari ne yapayım.

Pirlanta Muhammed

Hindistanlı 'pirlanta' Muhammed'i olaydan bir hafta sonra İstiklal'de görmeme ne demeli? Daha ilginci, görür görmez "Oha Muhammed bu!" demem? Bu ne anlatıcı etkisidir arkadaş! Fulya'nın taklit yeteneğini takdir etmeli.

"Merhaba. Beni tanidiniz mi? Ben sadece arkadaş olmak istiyor. Ben sizi çok beğendi. Pirlanta! Pirlanta!"
Ben diyeyim, olay götte bitiyor. Tesadüfün böylesi!

Salı

Yusuf Nokta Midye

Her şey bir masa etrafındaki on kızla başladı. Aslında birleştirilmiş iki masaydı. Bilirsiniz, bu gibi masa düzenlemelerinde elbette ki biri, o iki masanın tam birleşimine denk gelir. Arada kalmışlık. Bahsedilen biri, bacaklarını da rahat rahat uzatamaz. Yazıktır. Neyse.

Kulaklarından akan libidonun etkisiyle her bir bacağını bir masaya aitleştiren kızımız uzağa doğru seslenmeye başlar: "Bıyıklııı Bıyıklıı!" Libidonun sıvı olup olmadığı ya da öyle mi çağrışım yaptığı daha sonra tartışılabilir ama muhattap olunacak kişi kesinlikle ben değilim.

Olaylar gelişir. Çalgıcılar on iki kişilik masayı çok sever. Zurnacı gider, davulcu gelir. Masada bıyıklının kel arkadaşı da vardır. Üç orkestra, bir baloncu, dört "yar saçların lüle lüle" eskitildikten sonra, doğum günü şarkılarıyla Küba'ya doğru yol alınır. Ha arada bir kimlik karmaşası da oldu da, allahtan iki adım var. Ama Kezban'ın o gece Paris'te olmadığına bahse girerim.

Uçakta servis edilen midye dolmalar, gezgin hostes Yusuf abi, Tarlabaşı Blues Band ve bir önceki seyahatimizden Dorock Yalçın abi'yi saymazsak, oldukça sıradan bir uçak yolculuğuydu. O koltuğun arkasında izlediğim konser çok iyiydi ama. Tarlabaşı Blues feat. Oya-Bahar Kardeşler.
Sonra Oya evlendi işte. Küba'ya yerleşme kararı aldı. Biraz zorunlu bir karardı gerçi. Uçağı kaçırınca, ne yapayım ne yapayım? Evleneyim bari demiş.

İşte bir ara ben, Vah, Bah, bıyıklı bir de tee daha en başta on kızken biz, kimlik karmaşasına kurban verdiğimiz üç çocuk annesi evli Ceren kaldık. Tabii ya! Neden öyle ki diyorduk ya, en baştaki olaydan ötürü öyle oldu o. Neyse toplam beş kişiyiz. Ama ne biliyor musun? O son tekilayı içmeyecektik.
THE END
Filmden replikler de olsun bari:
- Allahım! Midyeciye bile borcumuz var!
- Ay orası ne be öyle? Gitmeyelim oraya çok kalabalık. Baksana tip...sizin ne işiniz var burdaaa?
- Yusuf abiiii!!! Nasılsın Yusuf abi? Bak bu gece krediler yatıyor hemen yanına geleceğiz. Vallahi söz! Telefonuma seni "Yusuf nokta midye" diye kaydettim.
- Ya Oya nerdeee?
- Ben evliyim. Kocam evde çocuklarımla, beni bekliyor. Üç çocuğum var benim. İkisi erkek biri kız. Ben hem okuyorum, hem çocuklarıma bakıyorum abi.
- Merba ben Burağğk. Ya seğn?
- Sen Metin'in kardeşi misin?
- Bugün benim doğumgünüm!
- Yusuf abi, hayatımda hiç bir torba midyem olmamıştı. Bu ne güzel hediye Yusuf abi.
- Pardon bıçağınız var mı?
- Bak abi, ben kimseye kolay kolay abi demem. Ama sen bundan sonra bizim Yusuf abimizsin.
Bunun başlığı Yusuf abi olsun bari.


Pazar

Nefes sesi ürkünç bence

Yapacak bir şey yok. Adamlar yapmışlar.

Dursun.

Kırmızı kırmızı kırmızı... Yüce!

Hay allah cümle kuramıyorum dedim. Gene o ifadesiyle "Cümle kuruyorsun çünkü." dedi. Anladım.


Memnun oldum v.5
Beş de az mı çok mu karar veremedim.
"Bıkbık vınıvıdı.... ama saygı duyuyorum." var bir de ki, duyan organlarınızı sikeyim.
O tavuğun gözünün içine bakmak, o filmleri izlerkenki etkiyi bırakıyor, korkuyorum. İkisi de bir şey anımsatıyor sonuçta.
Borç meselesi değil tabii ama yine de teşekkür etmek isterim. İlk üç dakikayı sana ithaf ederim.
Şahit meselesi biraz kafa karıştırıcı. Bence daha fazla dramatize etmemeliyim. Son cümle acımasızcaydı da neyse.

Bazen aklıma takılıyor. Bilerek yaptığım bir şey değil de yani ondan. En eski anıma gidiyorum. Tamam normal. Az ileri sar. Çarpı 3 iyidir. Heh dur. Bak "saklamak" var.
Gizlemen lazım.
Niye?
Üzülür. Sen üzersin. Sen üzmemiş olsan da sen üzersin.
O zaman?
Gizle. Söyleme. Üzülsen de söyleme. Ne olsa geçer. Dayanıklısın sen. Babanın kızısın. Onun için sakla.

Sar ileri. Gitgitgit... Dur.
"Sorma!"
Serdeki merak?
Gizlice öğren. Bil ama söyleme. Sakla.

(Sarileri.)
Bil ama belli etme. Hisset ama duyma. Konuş ama oyna.
Niye?
Çünkü üzme!

Başka şartlarda başka olurdu belki. Herkes memnun. 1 ölü, az sayıda yaralı. Yani görev tamamlandı. Gidemeyiz ki daha çok var. Neyse.

Biliyorum işte borç meselesi değil ama yine de teşekkür ederim. Sevgi mevgi meseleleri. Sikmişim koşullarını. Her halükarda, illaki.

Cumartesi

Konuşurken kafanın içine soktuğun gibi beni, yazabilsem. Neler neler anlatırım.

Aaa çekil ya manyak mıdır nedir? Dengesiz karı.
Maydonoz gibi yolucaksın şunları. Nefret ediyorum şu çıpırlardan. Kadınların hepsinden nefret ediyorum. Gerçi beni de annem doğurdu. Onunla da çok iyi anlaşamayız. Didişip duruyoruz. Sevmiyor beni, kıskanıyor. Ben cilveliyim, işveliyim. Endamım var ya benim, ondan. Annem çingene. Harbi çingenelerden. Geçen gün şurda yatırdı beni yere. Çok güçlü manyak! Deli kuvveti var. Çingene işte! Babam sever ama beni.
Ne bakıyorsun be yelloz! Sıçtırtma ağzına! Şurdaki şurdaki. Minübüsün içindeki. Dengesiz karı ayol! Nefret ediyorum şunlardan. Mal mal bakıyor. Ne varsa?
Ben en iyisi motorsiklet alayım. Evet evet en iyisi o olacak. Ayy ya da araba mı alsam? Ama napıcam ki arabayı. Param yok ki hiç zaten. Bak bak! Motorsikletli kadına bak. Ayyy bak bak! Ben de alacağım. O kadın gibi süreceğim. Endamlı endamlı.
Biz en iyisi Naciye alalım bugün. Benim kanalım var. Kanal D. 20 liraya alıyorum. Geçen kubar aldık. Merdivenlerin orda bastık. Ay bi duman oldum ki sorma.
Sen bana güvenmiyor musun? Kanalım var benim diyorum. Ben alırım. Ucuz da hem. Of sen bana güvenmiyorsun. İstersen Gülay'la Nurhan'a sor. Onlar benim eski kankalarım. Birlikte takılırdık. Nefret ediyorum hepsinden. Sen de onların sözüne bakıyorsun biliyorum. Tanımıyorlar ki beni. Nerden tanıyacaklar? Eskiden ben de onlar gibiydim. Normalde minicik etek giyer çıkarım dışarı. Öyle güzel, öyle endamlı oluyorum ki! Nefret ediyorum hepsinden. Ama tanımıyorlar ki beni. Konuşsunlar.
Sen etrafı çok önemsiyorsun. Amaaan umrumda mı kim ne derse desin. Gülay'la Nurhan'a inanıyorsun sen, biliyorum. Dünya sikimde değil. Ne halleri varsa görsünler.
Hülya Avşar da (*bilmediğim bir kelime ki sanırım onların jargonunda travesti ya da onun gibi bir şey demek)'ı sevmezmiş. Onları* seven bir tek Seda Sayan. Hülya Avşar bile sevmezmiş ama. Siktirsin orospu. Seda Sayan harbi kadın, delikanlı kadın.
Ayol manyak mıdır ne? Rahatsız ruh hastası! Tip tip bakıyor. Kıskanıyorlar beni. Endamımı kıskanıyorlar. Gülay'la Nurhan da kıskanıyor, arkamdan konuşuyorlar. Kankalarımdı eskiden onlar benim. Sen insanları fazla takıyorsun, takma! Of trafik de bir türlü ilerlemedi.
Bak bak! Şimdi nazarımız varsa üstümüzde hepsi gidecek, denizin üstünden geçiyoruz. İnsanlar yağmurluklarını giymiş balık tutuyorlar. Nefes almak istiyorum ben. Naciye içmesek de olur. Birayla da güzel olabiliriz. Of ısrar etme işte! Ne olacak canım maksat güzel olmak değil mi?
Ay ben dayanamıyorum inelim hadi burda. Şoför bey kapıyı açar mısın? Şoför beeey!! İneceğim burda kapıyı aç! Sana diyorum şoför aaa deli midir nedir? Rahatsız! Kestirecek gırtlağını şimdi bana! Sıçtırtma ağzına aç kapıyı. Manyak ayol. Dengesiz! Hadi gel iniyoruz.

Çarşamba

Başta Erman Toroğlu, Beşiktaş Düşmanları- Mesajınız var.

İnegöl'den 15663 no'lu Beşiktaş kongre üyesi Ahmet Galip Meriç abimiz,

Direkt görüşemiyoruz şu anda Galip abim, araya girenler var ama büyüksün vallahi. Sabahtan beri seni arıyorum, sağolsun Memik buldurdu.

Ahuha adam safi öfke. Digitürk'ü kesilmezse eğer tehdit ediyor."Kırarım televizyonumu. Bak yakarım evimi!" diyor.
"Digitürk'ten bir ricam olacak. Allah için bana Erman Toroğlu'nun numarasını versinler."
Belki diyor, "bana bugün var ya, iki yüz milyar telefon faturası gelecek. Hiç sorun değil. Helal olsun. Beşiktaş için Allahımı peygamberimi... ÇARŞIĞAAAAAAAA"

Salı

Bi bulduruverin onu bana

Bana şeyi buldursanıza ımm. Alkışlarla Yaşıyorum'da dinliyorduk yanlış hatırlamıyorsam. Telefon kaydı. Adam aboneliğini iptal ettirmek istiyor. Sonra kendinden geçip Çarrşııııııı diye bağırıyor. Küfürbaz Metin değil. Hatırlamıyorum işte. Hadi be bi hatırlayanınız varsa..