Cumartesi

Daa hop koydum

Uyuyamayınca sinirleniyorum

Belki televizyon karşısında uyuyakalırım diye ümit edip, o kanaldan bu kanala dolaşınca,

"Hayat Sevince Güzel" filmindeki Ayşecik'in tam iki yüzlü yalancı bir şırfıntı; Michael Moore'un dolandırıcı; ilkokul 4'ten üniversite 4'e kadar Teoman'ı seksi bulan biz kızların ne yazık ki hâlâ gerizekalı; dünyada ne kadar siksok fikir varsa ve bu projeye dökülüyorsa %99.9'unun tutuyor
olduğu gerçeğine şahit olabiliriz.

Flash tv hep güzel.

Her cümerçesi

Esvermeksizin,hislerimetarumarolduğunuZiçin. Sırf kelime olarak da olsa herkesin bildiği o çerçevede duran meşhur ikili -hani birinin olmadığını iddia ettiğiniz fakat aslında kendince hep orda olmuş olan-. Lağn!

Niz lafın gelişi. Gidişata puan verelim. Lütfen.
Tek kişi uzatır mısınız?

Cuma

Hohoy ben buna gülerim

Burdan muhataplarına reveransımı yapar, selam ederim. Bir hayli de gülerim.

Çarşamba

Gelselerdi

Fikrim geldi. Almışlar. Möff!

Pazar

Misal .....

Şimdi Reklamlar:

Nını nının nın nın aşkı hisseeet nını nının Joy Tüüürk.

Joy Türk beni de Venedik'e götürse.


Cumartesi

Huyalla huy

Agathon'un dediği gibi: "Ola ki, biri kalkıp olası olmayan şeylerin, çoğu kez insanların başına gelmesi olasıdır, diyebilir."


Çünkü olası olmayan şeyler meydana gelir, bu yüzden de olası olmayan şeylerin olması olasıdır. Eğer bu doğruysa, 'olası olmayan şeyin olası olduğu' ileri sürülebilir. Ama bu saltık olarak doğru değildir.

Ama bir güç var

"Duruyorum."

Çok şeye cevabım bu benim. Hani tepki de bir cevapsa.. Geri kalan ise: "Dur Ceren! Dur Ceren! Dur Ceren!"
Olduramadım tam.

" 'Anlatıcı etkisi mühim.' 'Durmak önemli.' 'Riske gireceksin aga!' 'Elli elli.' 'Olmadı mı da olmaz.' 'Dene.' 'Paranoyaksın unutma; basirete bağlanma.' "
Durmak mühim.

Oda sıcaklığı yetmediğinde(!) derin dondurucu şart

Şimdi bir tane "hayvan" var. Var o! Orda bi kere anlaşalım. Onu ben var ya, çok seviyorum. Çok hoşuma gidiyorsun diye yanağından makas alırım. Öyyyle de siz düşünün yani!

Sonra o evrim falan geçiriyor herhalde. Bir şeyler oluyor yani anlamadım ki. Bildiğin insan! Bir de satır arasında belirtmeliyim ki, o maymundan gelme olaylarını tamamen inkar ediyorum. Maymun lan! Tiken tiken oluyorum duyunca bile. Maymundan olacağına, ne bileyim, taş toprak çamur farketmez hiç, boka bile razıyım. Performans sanatı falan hani bir yerde. Maymun ama.. Reddedildi!
Neyse ne diyordum, hiçbir şey.
Yani öyle işte.

Not: Ama yine de şöminesinin üstündeki çerçevede maymun fotoğrafı olan ev, güzel bir evdir.

Pazar

Yeşil 2

Boşa koysam dolmazdı, doluya koysam almazdı. E anlamıştık değil mi? Boyumun ölçüsü tam tamına 1.90'dı. Mezura burnumun tam ucundaydı. O zamanlar her şeye karşı çıkardım. Ketumun biri olur, ağzımı bir tek "HAYIR!"a açardım. Düzülecek, derdim. "Üzülecek de." Ama belki de düzelir miydim? Düzeldim.

Ak'la Kara'yı seçtik. Sıkıntıya kürek çektik. Sonra aklıma estiler; üşüdüm. Düşünemedim. Düşünemez insan o durumda. Akıllara sarar. Sardı.
Ak'a al dedim, yaptığını beğendin mi? "Ben gidiyorum." O hiçbir şey demezken.. Kara göründü! Git der gibi baktı yüzüme. Kurtuldum. Artık özgürdüm!

Basirete bağlandım seneler sonra. Bir dediğim on oldu, on beş oldu. Ağırlığınca alttan aldım. Allah gönlüne göre yerdi, ses etmedim. Dedi: "Yüzün yüzüme baka baka kızarır. Ağzından çıkanı artık kulağım duymaz." Kaybettim. Gerçi çok aybettim. Ne yapayım işte, şimdi sayıklayıp duruyorum birincinin aşını.